Snow White & The Huntsman

Film hakkında söylenebilecek çok şey var belki ama bence filmin ötesine bakarak izlediğiniz zaman klasik bir hikayeden ötesini anlatan bir kilometre taşı olmuş. Klasik Pamuk Prenses hikayesine biraz Hollywood bulaşmış ve Masum Prenses Hollywood tarafından Savaşçı Prenses haline getirilmiş olunsa da hikayenin içinde geçtiği ortam ve çevre koşulları aslında son derece günümüzden örnekler taşıyor…

Kötü kalpli prenses esir rolünde kalbi boş kralın gönlünü fethetmeyi başarır ancak daha ilk gece kralı öldürerek Krallığı ele geçirir. Kral’ın simgelediği uyum içerisindeki hayata karşın ele geçirdiği krallığı söz de adaletiyle yok etmeye başlar. Aradan geçen zaman kötü kalpli kraliçe’nin güçlenmesini değil zayıflamasına neden olur. Herkesten daha adil olan Pamuk Prenses Kraliçe’nin gücünü yitirmesine neden olmaktadır. Tek yol yıllarca hapis tutulmuş Pamuk Prenses’in kalbine sahip olmaktır ki kötü kalpli Kraliçe sonsuza dek yaşayabilsin. Kraliçe bu bilgiyi kendisinin sahte adaletini en iyi olarak gören bir aynadan alıyor.

Umudun olmadığı bir ortamda yolunu ve yaşam sevincini yitirmiş, sadece hayatı acılar içinde sürdürmüş bir grup azınlık tarafından savunulmaya başlanıyor Pamuk Prenses, yeni bir umut olarak göründüğü için. Filmin belki en çarpıcı yanlarından birisi, doğayla barışık olan Pamuk Prenses’in doğa tarafından özel kılınmış olması. Ne demek özel kılınmak? Liderin Pamuk Prenses olduğunu ilk önce doğada yaşayan canlılar kabul ediyorlar ve yol gösteriyorlar. Hapis tutulduğu kuleden kaçmasına yardım ediyorlar mesela ya da insanlar yardım etmeyi reddettiğinde kaçmasına yardım etmeye devam ediyorlar.

Kraliçe’nin bir oyunu sonucu büyü ile ölse bile gerçek aşkının öpücüğü ile hayata yeniden dönüyor ve umutsuz, bir çare halkı mevcut düzeni değiştirmek için çaba sarf edilmesi gerektiğine ikna ediyor. Esir olarak yaşamaktansa, Özgürlük için savaşmayı, kötülüğü tamamen yok edemeseler bile denerken bu uğurda ölmeyi seçtiğini söylediği vakit galeyane geliyor Kraliçe’nin gazabından kaçmış olan bir avuç azınlık.

Ellerinde ne varsa onunla saldırıya geçiyorlar. Pamuk Prenses’in Savaşçı Prenses Zeyna’ya döndüğü kısım baş gösteriyor. Görüntü de adil ve sonsuz güce sahip Kraliçe, gerçek adaletin sahibi Pamuk Prenses’in hançeriyle can veriyor. Pamuk Prenses hakkı olan tacı takarak Krallığın yeni Kraliçe’si oluyor ve kötü kalpli Kraliçe’nin yok ettiklerini onarım süreci başladığında film bitiyor…

Barış biz filmi izlerdik anlatmana ne gerek vardı diye bilirsiniz ama benim değinmek istediğim konu başka. Sizce gerçekten bir çizgi film uyarlamasının Hollywood ile güzelce harmanlanmış bir versiyonu mu bu? Yoksa aslında yaşananların ve yaşadıklarımızın sembollerle süslenmiş, peri masalına indirgenmiş halimi?

Uyanmasını beklediğimiz hangi Prenses’tir bilemem ama benim uzun zaman sonra izlediğim en başarılı Hollywood yapımı film olduğunu söylersem sanırım kimse bunu yadırgamaz.

En başarılı sahne ve belki en anlamlı replik, basit bir masal alıntısı ancak bir o kadar günümüzden…

Kraliçe’nin sihirli aynasına sorduğu soru… “Who is the most beautiful and fairest of them all?”

Bu yazı Kurgu & Deneme içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın