Dört Mevsim Aşk: Sonbahar

Hep sonbahar gibidir aşk başlangıçları, bilinmeyen, gri ama bir o kadar davetkar. Sıcak bir gün ardından yağıp serinletecek bir yağmur beklentisi gibidir. Sıkıcı bir havanın ardından gelen yağmurdur belki de o günü kurtaran. Yazın bunaltıcı sıcakları geride kalmıştır artık ve uygun giyinmediğiniz taktirde üşüyebilir hatta hastalanabilirsiniz. Her daim romantiktir sonbahar, sarı yapraklar kaldırımlarda, günün erken sonlandığı manzaralarda ve yakınlaşmanın artık yazın olduğundan daha kolay olduğu zamanlardır. Sıcaklık arayışıdır, eylül ekimin bazen tatlı bazen sert rüzgarları arasında. Sıcacık bir el, bir bakıştır gün batımına karşı aslında içinizi ısıtan. Piknikler ve olası küçük süprizler için biçilmiş kaftandır sonbahar. Hep bir süprizi vardır son anda ortaya çıkartmak için beklediği. Hep karanlık değildir üstelik süprizleri, şaşırtan yazdan kalma bir gün bile olabilir kimi zaman insanı. Serin havanın sarıp sarmayalayan o dost canlısı dokunuşudur kimi zaman aranan ya da ihtiyaç duyulan. Yazın bunaltan sıcağını geri de bırakma mutluluğunu müjdeler kimi zaman. Denize girmek için geç gibi görünse bile bazen atlayabilmektir, rüzgarlı bir günde dalgaların arasına ve kemiklerinin titremesine aldırmadan kurumaya çalışmaktır, kıyafetler üzerindeyken.

Sonbahar, yazın sıcağından ve yalnızlığından bir kaçıştır hep. Kucaklayan serinliği, süprizleri ve gri gökyüzüyle bütünün bir parçasıdır bekleyişler içerisinde. Kaybolmanıza izin vermez ama huzurlu hissettirecek kadar tanıdıktır. Hüzünlüdür her sonbahar, sonları barındırsa da içinde hep, başlangıç mevsimi gibidir hep aşkların.

Bu yazı Kurgu & Deneme içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın